E-ticaret piyasasına girmek ve kendi online alışveriş sitesini kurmak isteyenlerin, pazar araştırma yaparak, sektöre dair birtakım bilgiler edinmeleri gerekir. Pazar araştırması yaparak, sektörün mevcut durumunu, geleceğini ve sektördeki rekabeti gözlemleyebilir; böylece bu sektörün ve pazarın yatırım yapmaya uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.
Tabii ki nasıl pazar araştırma yapabileceğinizi de bilmeniz önemlidir. Sadece internetteki kaynaklardan sektörleri analiz etmek veya çevrenizdeki kişilerin fikirlerini almak size eksiksiz olarak doğru sonuçlar vermeyecektir. Bu nedenle de pazar araştırma bir plan dahilinde yapılmalıdır. Bu rehberimizde de pazar araştırma yaparken bilmeniz gerekli olan önemli noktaları ele alacağız.
Doğru pazarlara ulaşmak
Pazar araştırmanızın amacını netleştirin
Pazar araştırması yaparken ki asıl amacınızı belirleyerek işe başlamanız gerekir. Pazarda olmayan yeni bir ürünle mi piyasaya gireceksiniz; yoksa henüz gelişen teknolojiyi bir pazardaki önemli oyunculardan biri mi olmak istiyorsunuz; veya pazardaki tüketicilere nasıl çok daha iyi ulaşılabileceğini mi öğrenmek istiyorsunuz? Şirketiniz için önemli olan amacı belirleyerek işe başlamanız, ne tür çalışmalar yapmanız gerektiğini anlamanıza yardım edecektir.
Araştıracağınız pazarı netleştirin
Farklı sektör ve pazarların farklı gereksinimleri vardır. Bu nedenle de araştıracağınız pazarı netleştirmeniz de gerekir. Bu pazarın demografik yapısı, tüketici alışkanlıkları, tüketicilerin internetten ürün alma tercihleri, gelir durumları ve konumsal durumları da pazarınızı netleştirirken üstünde durmanız gerekli olan konular arasındadır.
Pazarın hangi fonksiyonlarıni araştırmanız gerektiğine karar verin
Bu konu özellikle pazarlama ve reklam tanıtım çalışmalarınız için önemlidir. Ürünlerinizi ve hizmetlerinizi tanıtırken ve marka bilinirliğinizi artırırken, pazarın hangi fonksiyonları üstünde durmanız gerektiğini araştırmalısınız. Pazarda, tüketicilerin şirketlerden beklentileri neler? Onlara ne tür pazarlama ve reklam tanıtım çalışmaları yaparak, markanızı tanıtabilir ve ürünlerinizi ulaştırabilirsiniz. Pazarlama ve reklam tanıtım çalışmaları için gereken demografik bilgileri ve tüketici alışkanlıkları ile bu tüketicilerin internet üstündeki aktivitelerini araştırmanız gerekir.
Tüketicilere nerde, nasıl ulaşabilirsiniz?
Pazar araştırması sürecinde yine pazarlama ve reklam tanıtımla ilgili konulardan biri tüketicilere nerde, nasıl ulaşabileceğinizi araştırmak olacaktır. Dijital pazarlama çalışmalarının beraberinde offline kanallarda da pazarlama ve reklam tanıtım çalışmaları yapılıp yapılmaması gerektiğini de araştırmalısınız. Sektörel farklılıklar ve tüketicilerin satın almak alışkanlıklarının değişmesi sebebiyle tüketicilere nerde, nasıl ulaşabileceğinizi araştırmanız gerekir.
Pazardaki rekabeti araştırın
Pazar araştırması yaparken, rekabeti de göz önünde bulundurmanız gerekir. Pazardaki rakip firmaların internet üstünde yapmış olduğu çalışmaları, tüketicilerine nasıl ulaştıklarını, ürün fiyatlandırmalarını ve bu işletmelerin en çok sattıkları ürünleri de inceleyerek, pazardaki rekabet hakkında daha fazla bilgi almaya çalışmalısınız.
Ne tür anketler yapacağınıza karar verin
Pazar araştırması süresince, tüketicilerin görüşlerini almak ve onların isteklerini anlamak için anketlere başvurmanız gerekir. Yazılı ve sözlü anketlerin beraberinde web üzerinden de anketler yaparak, tüketicilere ulaşabilir ve onlardan geri dönüşler alabilirsiniz.
Bu anketler, sektör ve pazar hakkında daha net bilgiler vereceği için pazarın gereksinimlerini çok daha iyi öğrenmenize yardımcı olur. Çünkü direk olarak tüketicilerden bilgi almış olursunuz. Bu nedenle de ne tür anketler yapacağınızı ve bu anketlerde neler soracağınızı belirlemeniz gerekir.
Anket yaparken dikkat etmeniz gerekli olanler
Müşteri profilini belirleyin
Pazara araştırması için anket yaparken evvela örnek bir müşteri profili oluşturmanız gerekir. Bu profilde, ulaşmak arzu ettiğiniz hedef kitleyi yansıtandan farklı müşteri profilleri oluşturabilirsiniz. Böylelikle anketlerinizi direk olarak bu gruplara yönelterek, anketlerinizden daha fazla sonuç elde edebilirsiniz.
Anket sorularınızı hazırlayın
Müşteri profilinizin ihtiyaçlarını anlamak ve sektörden beklentilerini öğrenmek için anketinizde soracağınız soruları belirlemeniz gerekir. Pazarı tanımanızı sağlayacak, tüketicilerin satın alma ve internetten alışveriş yapma alışkanlıklarını öğrenecek, hangi sosyal mecralarda aktif olduklarını ve gelir durumları ile ilgi alanlarını öğrenecek sorular sorarak anketinizi detaylandırmalı ve hedef kitlenizden, pazarla ilgili mümkün olduğunca bilgi almalısınız.
Anketlerin nerde, nasıl ve ne zaman yapılacağını belirleyin
Pazar araştırması yaparken anketleri doğru yerde, doğru platformlarda ve doğru zamanlarda yapmanız gerekir. Online veya fiziki platformlar üstünde de anket yapabilirsiniz. Bunların beraberinde bu anketlerin hangi koşullar altında ve ne zaman yapılacağını da belirlemeniz gerekir.
Anketleri analiz edin
Pazar araştırması sürecinin bir sonraki aşamasında da yapmış olduğunuz anketlerin sonucunu analiz etmeniz gerekmektedir. Anketlerin neticelerini her bir soru üstünde ayrı ayrı durarak analiz etmeniz gerekmektedir. Anketlerinizdeki sonuçlardan istatistikler çıkartarak, her bir soru için veriler ortaya koymalısınız.
Bu veriler sayesinde pazar araştırma süresinde tüketicilerin gerçek fikirlerini öğrenebilir ve akabinde de pazar hakkında nitelikli bilgiler toplamış olursunuz.
E-ticaret siteniz için blog yazmak, online alışveriş sitenizi düzenli şekilde güncel tutmanızı sağlarken, hazırlayacağınız blog yazılarıyla ziyaretçilerinizi bilgilendirebilir, eğlendirebilir ve organik olarak arama motorlarından trafik çekebilirsiniz. Blog yazmak zorlu bir iş olarak görülse de doğru bir biçimde planlandığında ve doğru adımlar atıldığında blog yazma sürecini online alışveriş sitenize iyi bir biçimde entegre edebilirsiniz.
Blog yazmak ve bu blogu yönetmek için bir takım işlemler yapmanız gerekmektedir. Bu rehberimizde de adım adım blog yazmak ile alakalı bilmeniz gerekli olanleri ele alacağız.
1. Blog bölümünüzü ve tasarımınızı hazırlayın
Blog sayfanızın tasarım sürecinden önce blog bölümünü değişik bir subdomain olarak mı yoksa direk olarak site üzerine mi kurmak arzu ettiğiniz karar vermelisiniz.
Subdomain’ler yeni bir alan adı gibi işlev gördüğü için, bu sayfaların sıfırdan indekslenmesi gerekir; eğer online alışveriş sitenizi yeni açtıysanız bu iyi bir yaklaşım olabilir; ancak belli bir sürede yayında olan bir siteniz bulunuyorsa, blog bölümünüzü doğruda en temel alan adınız üstünde açmanız daha yararlı olacaktır. Çünkü böylece en temel sitenizin alan adı otoritesi sayesinde sayfalarınız çok daha iyi bir biçimde indekslenir ve subdomain ile sıfırdan bir alan adı otoritesi oluşturmak için ekstra çalışmalar yapmanız gerekmez.
Bu seçimi yaptıktan sonra blog sayfanızın tasarımına başlayabilirsiniz. Tasarımınızı yaparken, sade, rahat okunabilir ve anlaşılır bir tasarım seçmeli; hemde da mobil cihazları da göz önünde bulundurmalısınız.
Öne çıkan fotoğraf seçiminde tam sayfa fotoğraf kullanmak görselliği artırsa da daima Full HD (1920×1080 piksel) görsel bulmak zor olduğu için, daha optimize ve küçük boyutları tercih edebilirsiniz. Buradaki resimleri sosyal platformlarda paylaşacağınızı göz önünde bulundurarak ölçülerinizi bu biçimde seçmelisiniz.
Facebook’taki paylaşımlarda 1200×628 piksellik bir boyut gerekirken, Instagram’da maksimum genişlik 1080 pikseldir. Bu noktada maksimum genişliğinizi 1200 pikselde tuttuğunuzda, Instagram paylaşımları için bu resimleri gerektiğinde 1080 piksele küçültebilirsiniz.
2. Hedef kitlenizi tanıyın ve tanımlayın
Blog yazılarınızın kim için olduğuna karar vermeniz gerekmektedir. Böylelikle hangi tür konuları ele alacağınızı da belirleyebilirsiniz. Hedef kitlenizin ilgisini çekebilmek ve içeriklerinizin okunma oranlarını artırabilmek için, bir hedef kitle profili oluşturmalısınız ve akabinde de bu hedef kitleye ulaşabileceğiniz içerik fikirleri oluşturmalısınız.
3. İçerik düşüncelerinizi ve kategorilerinizi belirleyin
Hedef kitlenizi araştırdıktan sonra ne tür içerikler paylaşmanız gerektiğine karar vermeniz gerekmektedir. Bu noktada evvela blog kategorilerinizi belirleyerek işe başlayabilirsiniz. Böylelikle bu kategorilerin altında ilgili olabilecek içerik düşüncelerini bulmaya başlayabilirsiniz.
SSS, ürün kullanımları, eğlenceli ve sektörel içeriklerin yer aldığı farklı kategori başlıklarından yararlen temelbilirsiniz. Kategorilerinizi belirledikten sonra bir Excel dosyası açarak kategorilerinizi belirleyebilir ve akabinde de bu kategorilerin altına ilgili olabilecek konu başlıklarını çıkartabilirsiniz. Bir içerik havuzu oluşturmak ve blog konuları için şirketinizdeki kişilerden bu havuza fikirler bırakmalarını istemek, farklı konuların çıkmasına yardımcı olur.
4. Anahtar kelime araştırmaları yapın
Konu başlıklarınızı çıkartırken hemde işiniz, ürünleriniz ve sektörünüzle ilgili olabilecek arama kelimeleri de çıkartmaya başlayabilirsiniz. Böylelikle bu arama kelimelerin odağında da konu başlıkları belirleyerek, içeriklerinizin arama motorlarında çok daha iyi indekslenerek, organik trafik çekmeye çalışabilirsiniz.
5. İçerik formatlarınızı belirleyin
Blog yazmak söz konusu olduğunda üstünde durmanız gerekli olan bir diğer konuda içerik formatlarıdır. Farklı formatlardan yararlanmanız, içeriklerinizde iyi bir dağılım yapmanızı sağlarken, çeşitliliği artırarak, farklı kitlelerin ilgisini de çekmenize yardımcı olur.
6. İçerik yayın takviminizi oluşturun
Kategori, blog konuları ve arama kelimelerinizi belirledikten sonra blog yazılarınızı ne sıklıkta yazacağınızı da belirlemelisiniz. Burada önemli bir nokta bulunuyor. Blog yazmak süreç gerektiren bir iş olduğu için bu çalışma üstünde harcen temelcak vakti ve emeği göz önünde bulundurarak, içerik yayın takviminizi belirlemeniz bir hayli önemli.
Bir diğer önemli konu ise; blog konularınızı iyi bir biçimde dağıtarak, uzun sürede bu içerikleri yayınlayabilecek şekilde planlamalısınız. Başlangıçta yapılan hata bir anda içerikleri arka arkaya yayınlamaktır. Eğer geniş bir konudağılımınız bulunmuyorsa, kısa bir süre içinde bu blog yazılarını bitirebilirsiniz. Bu sebeple de elinizde bulunan konudağacığına göre bir plan yaparak içeriklerinizi bölmelisiniz.
7. Blog yazarken uygulamanız gerekli olanler
Yukarıdaki çalışmaları yaptıktan sonra blog yazmak işin ikinci kısmı olacak. Blog yazarken bir takım kurallara dikkat etmeniz hem içeriklerinizin daha fazla ilgi görmesini sağlarken, okunmayı kolaylaştırdığı gibi yazılarınızın da çok daha iyi indekslenmesini sağlar.
8. Yazılarınızı yayınlamadan önce gözden geçirin
Blog yazmak hemde dikkat da gerektiren bir iştir. Olası yazım hatalarının önüne geçmek ve yazılarınızın hatasız bir biçimde yayınlanması için yazılarınızı yayınlamadan önce tekrar baştan geçirmeniz ve yazım hatalarının olmamasına dikkat etmelisiniz. Yazıların tekrar gözden geçirilmesi işlemini ayrı bir kişinin yapması daha ideal bir yaklaşımdır. Yazıyı yazan kişi bazı hataları gözünden kaçırabileceği için, ikinci bir şahıs bu çalışmada daha etkilidir. Eğer bu iş için ikinci bir şahıs bulunmuyorsa, 5-10 dakikalık bir ara verdikten sonra, yazının başına tekrar oturmak, muhtemel hataları görmenizi kolaylaştırır.
9. Sosyal medya için paylaşım şablonları hazırlayın
Blog yazılarınızı sosyal mecralarda da paylaşabilirsiniz. Bu sayede sosyal hesaplarınız üstünden yönlendirme trafiği de elde edebilirsiniz. Sosyal mecralarda blog yazılarınızın ilgi çekici olabilmesi için bir şablon hazırlayabilirsiniz. Yazı başlığını ekleyebileceğiniz veya web sitenizin bağlantı adresini paylaşabileceğiniz bir görsel şablonu hazırlayarak, paylaşımlarınızı belli bir standartta yapabilirsiniz.
10. Sonuçları ölçümleyin
Blog yazılarınızdan aldığınız geri dönüşümleri de ölçümlemeniz bir hayli önemlidir. Böylelikle ileriye yönelik stratejilerinizde hangi içeriklerin daha fazla ilgi gördüğünü takip edebilir ve içerik stratejinizi bu yönde geliştirebilirsiniz.
İçeriklerinizi çeşitli şekillerde ölçümleyebilirsiniz. Google Analytics üstünden, organik olarak edindiğiniz trafikleri inceleyebileceğiniz gibi, sosyal mecralardan gelen yönlendirme trafiklerini de analiz edebilirsiniz. Bununla birlikte her bir sosyal mecra üstünde hangi içeriğin daha fazla etkileşim aldığını da takip ederek, blog çalışmalarınızın başarısını gözden geçirerek, stratejilerinizi bu istikamette geliştirebilirsiniz.
E-ihracatta kargo anlaşmaları yapmanız, ürün gönderimleri yaparken maliyetlerinizi düşürmenize ve daha ekonomik fiyatlarla bu gönderileri yapmanızı sağlar. Doğru ve karlı kargo anlaşmaları yapmanız bu bakımdan bir hayli önemli. Tabii ki kargo anlaşmaları yaparken bazı konulara dikkat etmeniz de gerekmektedir. E ihracat hacminin ve online alışveriş şirketlerinin çoğalması sebebiyle kargo firmaları anlaşma yaparken belli kriterlere uyulmasını istiyor ve bu kriterler doğrultusunda anlaşmalarını yapıyorlar.
Neden kargo anlaşmaları yapmalısınız?
Düzenli olarak online alışveriş siteniz üstünden satış yapıyor ve aylık olarak belli bir hacme sahip olduğunuzda herbir ürün gönderimi için belli bir ücret ödemeniz gerekir. Bu da doğal olarak aylık kargo masraflarınızın çoğalmasına neden olur.
Kargo anlaşması yapmadığınız zaman, ödeyeceğiniz bu ücretler daha yüksek olacağı için maliyetleriniz de doğal olarak artmış olur. Ancak kargo anlaşmanız olduğunda herbir gönderiyi daha ekonomik fiyatlarla gönderme şansınız olur.
Bunun beraberinde kargo anlaşması yapmadığınızda tüketicilere bedava dağıttığı kargo veya indirimli kargo seçeneği sunmanız da oldukça yükselir; çünkü bu durumda bu maliyetleri sizin karşılamanız gerekir. Bu anlaşmaları yaptığınızda siteniz üstünde alışveriş yapan kişilere farklı kargo alternatifleri de sunabilirsiniz. Kargo maliyetleriniz düştüğü için belli meblağlar üstünde bedava dağıttığı kargo sunabileceğiniz gibi yaptığınız anlaşmaya göre tüm alışverişlerde de bedava dağıttığı kargo sunabilirsiniz. Ücretsiz kargo seçeneği artık tüketiciler için bir beklenti haline geldiği için, böyle bir seçeneğinizin olması sepeti terk etme oranlarını düşürürken, geri dönüşüm oranlarınızı da artırmanıza yardımcı olur.
Kargo anlaşmalarıyla ilgili bilmeniz gerekli olanlar
Kargo anlaşmalarınızı yapmadan önce çalışacağınız firmaları seçerken bazı konulara özellikle dikkat etmeniz, kargo gönderim verimini artırırken, sürecin de daha rahat bir biçimde yönetilmesini sağlar.
Kargo gönderim ücretleri
Öncelikli konulardan biri kargo gönderim ücretleridir. Gönderi başına ücretler desiye göre değişiklik gösterdiği gibi yapacağınız anlaşmalarda farklı desilerdeki ürünler için sabit oranlı bir fiyat alabilirsiniz. Kargo ücretlerinin değişmesindeki en etkili faktörlerden biri aylık olarak yapacağınız gönderi sayısıdır. Aylık olarak ne kadar daha fazla gönderi yaparsanız, gönderi başına ödeyeceğiniz ücret de o kadar uygun olacaktır. Bu sebeple kargo firmaları aylık yapacağınız gönderi sayısına göre sizinle bir anlaşma yapmak isteyeceklerdir.
Taahhütsüz anlaşma alternatifleri
Kargo anlaşmalarında taahhütsüz anlaşma alternatiflerinin olması da sizin için bir avantaj olacaktır. Bu taahhütün olmaması istediğiniz zaman anlaşmanızı sonlandırmanıza imkan tanıyacağı gibi sizi de aylık belli bir satış kotası tutturma mecburiluğunda bırakmayacaktır.
Kargo şubesi ile ofisiniz arasındaki mesafesi
Siparişlerinizi hızlı bir biçimde kargo firmasına ulaştırabilmeniz gerekir. Bu sebeple de çalışacağınız kargo şirketleri ile ofisiniz arasındaki mesafe bir hayli önemlidir. Bu mesafenin uzaması ürünlerinizi teslim etme sürenizi uzatacaktır.
Bunun beraberinde müşterilerinize aynı gün kargo teslim seçeneği sunuyorsanız, bu mesafe daha da önemli bir konu haline geliyor. Bu mesafenin uzaması, aynı gün ürün teslimlerini zorlaştıracaktır.
Ürünlerin kargo firmasınca teslim alınma saatleri
Yapacağınız anlaşmada kargo firması ürünleri sizin ofisinizden teslim alabilir. Bu durumda da hangi saat aralıklarında bu işlemin yapıldığını öğrenmeniz gerekir. Erken bir saate ürünlerin teslim alınması, aynı gün gönderilerde tüketicilerin gün içerisinde erken saatlerde alışveriş yapmalarını mecburi kılacağı için avantajlı olmayacaktır. Bu sebeple de bu zaman aralığını yaptığınız anlaşmalarda göz önünde bulundurmanız gerekir.
Teslim alındı belgesi
Ürünlerinizi kargo firmasına teslim ettikten sonra takip etmeniz gerekli olan belgelerden birisi de teslim alındı belgesidir. Bu belge ürününüzün kargo görevlilerince alındığını ve işleme sokulacağına dair bir belgedir. Bu belgeleri almamanız durumunda, yaşanabilecek herhangi bir olumsuz durumda elinizde ürünü teslim ettiğinize dair bir belge olmasını sağlamaktadır.
Kargo işletmesinin çalışma saatleri ve günleri
Çalışmayı düşündüğünüz işletmenin çalışma saatlerini ve günlerini de öğrenmelisiniz. Aynı gün ürün teslimatları yaparken, bu mesai saatleri devreye gireceği için geç saatlerde mesaisi devam etmekte olan kargo şirketleriyle çalışmaya dikkat edebilirsiniz. Bununla birlikte bazı kargo firmaları Cumartesi günleri de yarım günlük mesailer yapmaktalar. Bu firmalar ile çalışmanız, hafta sonu ürün gönderimleri yapmanıza da olanak tanır.
Kargonun alıcıya teslim süresi
Kargonun alıcıya ne kadar sürede gideceği de bir diğer önemli konudur. Bu süre kargonun gönderileceği mesafeye göre değişiklik gösterse de yapacağınız anlaşmalarda bu gönderim süreleri hakkında da ayrıntılı bilgi almanız önemli. Normal olarak bir kargonun alıcıya ulaşması 1 ile 3 gün arasında sürmekte; ama bu süre ne kadar kısa olursa, müşterilerinize çok daha iyi bir hizmet vermiş olursunuz.
İade şartları ve hasarlı ürün durumunda yapılacaklar
E-ticarette, işletmelerin karşılaşmış oldukları durumlardan birisi de ürün iadeleridir. Bu durumda alıcı kişi ürünü anlaşmalı olduğunuz kargo firması ile size göndermek isteyecektir ve iade ürünlerde (koşullar sağlandığı durumda) firma sahiplerinin bu iade ücretlerini karşılaması gerekir ki bu da kargo maliyetlerinizin çoğalmasına neden olur. Yapacağınız anlaşmalarda iade ürün ücretleri hakkında da bilgi almalı ve anlaşmalarınızı bu istikamette yapmalısınız.
Bunun beraberinde bir diğer önemli konuda ürünün kargo sürecide hasar görmesi durumunda kargo işletmesinin size ne gibi teminatlar sunduğudur. Tüketiciye ürünün hasarlı bir biçimde ulaşması ürünün iade edilmesine sebep olacaktır ve bu durumda da kargo işletmesinin size bir takım çözüm tavsiyeleri sunuyor olması gerekir.
Müşteriler nasıl bir biçimde bilgilendiriliyor?
Kargo firmaları gün içerisinde teslimatlarını yaparlarken, alıcı kişinin adreste olmadığı durumlarda bu bireyleri nasıl bilgilendirdiklerini de öğrenmeniz yararlı olacaktır. Alıcı kişiye kargoları olduğuna dair bir not bırakılmasının beraberinde teslim öncesinde alıcı kişinin telefon ile aranılarak veya SMS ile bilgi verilmesi de bu alternatifler arasında yer alabilir.
Bu bilgilendirilmelerin yapılmaması durumunda alıcı kişi kargosunun geldiğinden habersiz olabilir ve bu durumda da ürün kargo şubesinde bekleyebilir ve zamanında alınma ürün geri gönderilebilir. Bu sebeple de müşteri bilgilendirmeleri bir hayli önemlidir.
İndirimli kargo anlaşmaları
İndirimli kargo anlaşmaları yapmanız yazının başında da sözettiğimiz gibi maliyetlerinizi oldukça düşürecektir. E-ticaret sektöründeki firma sayısının artış göstermesi sebebiyle kargo firmaları anlaşmalarını yaparken belli kriterleri göz önünde bulundurmayı seçiyor ve aylık ortalama bir gönderi adedinin oluşmasını talep ediyorlar.
Instagram’ın bir süredir kullanımda olan uygulamalarından birisi de Instagram TV yani IGTV. Bu özellik ile Instagram üstünde daha uzun vadeli videolar yükleyerek, takipçilerinize farklı mesajlar ve içerikler sunabiliyorsunuz.
Kullanıcıların artık video içerikleri daha fazla tercih ettiği ortada olduğu için IGTV platformu, videolarla takipçilerinize ulaşmak ve yeni hedef kitleler edinmek için bir hayli etkili araçlardan biri haline geldi.
Markalar bu özellikten bir hayli kolay bir biçimde yararlanabilirler. IGTV için ayrı bir uygulama kurulabildiği gibi direk olarak Instagram üstünde de bu içeriklere ulaşılabiliyor. IGTV üstünde henüz herhangi bir reklam tanıtım modeli uygulanmıyor, bu sebeple de kullanıcılar bu alanı daha rahat bir biçimde kullanabiliyor. IGTV’nin en önemli amacı şu anda içerik üreticilerinin takipçileriyle etkileşim kurabilmelerini sağlamak.
Video uzunluğu ne kadar?
IGTV üstündeki videoların uzunlukları 15 saniye ile 10 dakika arasında olabiliyor. Bu sebeple de Hikayeler veya normal gönderilerde paylaşılamayan uzun formatlı videolar, IGTV üstünde rahatlıkla paylaşılabiliyor.
Onaylanmış ve yüksek takipçili hesaplarda 60 dakikaya kadar video paylaşımları da yapılabiliyor. Eğer bu kadar uzun videolar yüklemeyi planlıyorsanız, videolarınızı bilgisayar üstünden yüklemeniz sağlıklı olacaktır.
Video formatı
IGTV üstünde şu anda desteklenen video formatı 9:16 olarak bilinen dikey formattaki videolar. Başka bir deyişle Hikayeler bölümündeki paylaşım formatı, IGTV üstünde de kullanılmaktadır. Böylelikle kullanıcılar telefonlarını yana çevirmeden içerikleri izleyebiliyorlar.
Dikey formattaki videolar, telefonla da daha rahat kaydedilebildiği için, bu platform için içerik üretmek de kolaylaşıyor. Ancak uzman içerikler üretmeniz için ekstra yazılımlardan yararlanmanız gerekebilir.
IGTV’de Kanal oluşturma
IGTV’de herkes bir kanal oluşturabiliyor. Sadece Instagram hesabınızın olması yeterli. IGTV’nin kendi uygulamasını indirmeniz, bu süreci daha hızlı ve iyi bir biçimde yönetmenizi sağlayacaktır. Uygulamanın Andorid ve iOS versiyonlarını bulabilirsiniz.
IGTV’yi indirdikten sonra, size tavsiye edilen bazı kanallar göreceksiniz. Bu alanda (+) işaretli alana tıkladığınız zaman size kanal açmak istediğinizi soracak. “Kanal Oluştur” butonuna tıkladıktan sonra IGTV’nin fonksiyonlarıni anlatan kaydırmalı bir bölüme geleceksiniz ve akabinde de “Kanal Oluştur” butonuna bastığınızda IGTV kanalınız aktive olacaktır.
Video yükleme ve videoları düzenleme
IGTV kanalınızı oluşturduktan sonra videolarınızı bu alana yükleyebilirsiniz. Cihazınız üstünden bu yüklemeleri yapmak için video oluşturma alanına geldiğinizde uygulama fotoğraf ve videolarınıza erişebilmek için izin isteyecek. Bu izni verdikten sonra cihazınızdaki videoları erişebilir ve bunları platforma yükleyebilirsiniz.
Videolarınızı seçtikten sonra paylaşımlarınıza bir isim verebilir ve bu videolara bir açıklama metni girerek, videonun içeriği hakkında bilgi verebilirsiniz.
IGTV video istatistiklerini görüntüleme
Instagram’ın işletme profilinde olduğu gibi IGTV üstünde de içeriklerin istatistik bilgilerine ulaşabiliyorsunuz. Videolarınızın ne kadar izlendiğini görüntülemek ve verileri incelemek için ekranın alt bölümünde bulunan üç noktaya tıklayın. Açılan pencerede “İstatistikleri Gör” seçeneğine tıkladığınız zaman yayınladığınız video ile alakalı “Görüntüleme, Beğenme, Yorum ve Hedef Kitle” gibi farklı istatistik bilgilerine ulaşabilirsiniz.
IGTV’nin genel fonksiyonları bu biçimde. Kendi profilinizi biraz daha hareketlendirerek, video içeriklerle takipçilerinize erişmek ve etkileşimlerinizi artırmak için bu platformdan faydalanabilirsiniz.
Facebook video ile dönüşümü artırma yolları adlı yazımızda facebook videolarıyla dönüşümü nasıl arttırabilirizi görsellerle bu makalemizde size aktaracağız.
Facebook, popülerliğini biraz kaybetmiş olsa da aylık aktif kullanıcı sayısı olarak halen tartışmasız en büyük sosyal mecra olma özelliğini koruyor. Geniş bir hedef kitleye ulaşılabilmesinin beraberinde reklam tanıtım formatları sebebiyle de Facebook’u sosyal ağ reklam tanıtımlarına dahil etmekte fayda var.
Facebook üstünde etkileşimi yüksek içerik türlerinden birisi de video içerikler. Markaların kendi facebook video içeriklerini bu platforma da yüklemesi, direk olarak alacakları geri dönüşümleri artırma konusunda oldukça yardım edecektir. Tabii ki bu videolardan daha fazla geri dönüşüm alabilmek için de günümüz standartlarını uygulamanız da fayda var. Bu rehberimizde de Facebook video formatlarını ve videolarınızdan daha fazla geri dönüşüm almanızı sağlayacak ipuçlarını paylaşacağız.
Facebook video formatları
Yatay formattaki videolar
Yatay formattaki videolarda, klasik 16:9 videolar kullanılmakta. Geniş açı çekimler için ideal bir kullanımı olsa da mobil cihazlar üstünde bu formattaki videolar biraz küçük görünebiliyor.
Portre (dikey) formattaki videolar
Dikey format videoların dik konumda hazırlanmış şekilde kullanılmasıyla oluşturuluyor. 9:16 ölçekli bu videolar mobil cihazlarda çok daha iyi performans gösteren bir video formatıdır.
Kare formattaki videolar
Kare format, Instagram ile popülerleşen ölçeklerden biri. 1:1 oranındaki bu videolar da portre formattaki gibi mobil cihazlarda çok daha iyi performans gösteriyor.
Youtube veya üçüncü parti sitelerden eklenen videolar
Youtube, Vimeo gibi farklı video platformlarındaki videoları da kendi zaman akışınızda paylaşabiliyorsunuz. Videonun linkini eklediğinizde video otomatik şekilde bu alan üstünde oynatılabiliyor. Ancak bu gönderilerin etkileşim ve erişim oranları, Facebook’a direk olarak yüklenen videolardan daha az olduğu için çok tercih edilmemekte.
Facebook videolarından daha fazla geri dönüşüm elde etmek için ipuçları
Videoları sessiz oynatıma göre hazırlayın
Videolarınızı yayınlarken, videonun sesinin sonradan kullanıcının açması önemli bir detaydır. Özellikle mobil cihazlarda kullanıcılar kulaklık kullanıyor olabilir veya arkaplanda diğer bir ses olabilir. Onları rahatsız etmemek için, videolarınızı sessiz oynatıma göre hazırlamanız, izlenim oranlarını artırmanıza yardım edecek bir detaydır.
Facebook videolarınızın sessiz şekilde de anlaşılır olabilmesi için videolarınızda başlıklar ve altyazılar ekleyebilirsiniz. Böylelikle kullanıcılar sese ihtiyaç duymadan videonun içeriği hakkında bilgi sahibi olabilir.
Videonun başında bir metin ile başlayınVideoyu daha ilgi çekici bir hale getirebilmek ve kullanıcıların dikkatini videonun başında çekebilmek için, videodaki önemli bir konuyu veya videonun başlığını bir metin ile videonun başında verebilirsiniz. Böylelikle kullanıcıların dikkati direk olarak bu bölüme gelecektir ve onların ilgisini çekmeniz daha kolay olacak.
Başlığı Facebook video içinde bir kareye alın
Son dönemlerde kullanımı bir hayli yaygınlaşan formatlardan birisi de kare formattaki facebook video paylaşımlarda üst ve alt bölüme başlık ve bir eyleme çağrı ifadesi kullanımı oldu. Kare ölçekli video içine yatay formatta bir video ekleyerek, videonun başlığını veya önemli bir mesajını üstte kalan boş bölüme ekleyebilirsiniz.
Yukarıdaki örnekte de görebileceğiniz gibi, videoya ilk bakıştaki vurgu başlık alanında oluyor. Bu alanda isterseniz, ara başlıklar veya farklı mesajlarla facebook video içerisinde farklı konuları öne çıkartabilirsiniz.
Video içerisindeki makaleleri kısa tutun
Videoların içinde kullanmış olduğunuz makaleleri de çok uzun tutmamanız bir hayli önemli. Bu makaleleri uzun tuttuğunuz zaman kullanıcılar videonun arkaplanındaki görüntüleri izleyemeyecekleri gibi kısa süre içerisinde çok fazla metnin geçmesi kullanıcıları yoracaktır.
Kullanacağınız makaleler esasında konunun bir özeti gibi olmalı. Özette önemli bir bilgi verdikten sonra, videonun kendisi diğer ayrıntıları sunmalı. Böylelikle hem videolarınıza bir dinamizm katmış olur hem de izlenme oranlarınızı artırabilirsiniz.
Videolarınızı kare formatta hazırlayın
Instagram öncesinde, pek çok içerik üreticisi portre modunda ki içeriklerin daha fazla öne çıkacağını ön görse de, Instagram’ın popülerleşmesiyle birlikte kare formattaki içerikler büyük ilgi görmeye başladı. Yatay formattaki içerikler mobil cihazlarda daha küçük göründüğü için kullanıcılar kare formattaki videolara daha fazla ilgi gösteriyor.
Facebook üstünde de videolarınızı kare formatta hazırlamanız, kullanıcıların mobil cihazlar üstünden bu videoları daha rahat bir biçimde okumalarına olanak tanıyacağı için, alacağınız geri dönüşümler de artış gösterecektir.
Türkiye’de e ticaretin gün geçtikçe büyüdüğü ve pek çok irili ufaklı firmanın fiziki mağazalarının yanında sanal mağazalarını da hayata geçirdiği bu dönemde, yeni açılan online alışveriş siteleri için önemli birkaç konuyu sizler ile paylaşmanın doğru olacağını düşündük.
Yeni açılan ve reklam tanıtım bütçesi sınırlı olan bir online alışveriş sitesinin, elindeki trafiği (ziyaretçiyi) nasıl daha optimize değerlendirir ve satışa dönüştürür bu konu da 10 Önemli Önerimizi aşağıda bulabilirsiniz.
1. Güven Vermek için Çaba Gösterin!
E-ticaret siteniz yeni de olsa eski de olsa, yeni kullanıcılara ulaştığınızda, ziyaretçilerde oluşacak güven probleminin önüne geçmek için zaman ayırmalısınız. Bunun için Google Analytics Tool’unu, ziyaretçilerinizin sitenizde ne kadar zaman geçirdiğini, ne kadarının alışverişi tamamladığını, ilgi gören alanları takip etmelisiniz.
2. Mağaza’nız ve Deponuzun Görsellerini Paylaşın!
E-ticaret siteniz içerisinde mağazanızdan fotoğraflara yer verin, deponuz varsa fotoğraflarını paylaşın ve ziyaretçi üstünde güven olgusunu pekiştirmeye çaba sarf edin!
3. Sitenizin tasarımının olumsuz izlenim bırakmaması için özen gösterin!
İlk izlenim son derece önemlidir. Bu nedenle sitenize gelen bir ziyaretçi birkaç saniye içerisinde sizinle ilgili genel bir izlenime sahip olur. Olumsuz bir izlenim bırakmamak adına kendi zevklerinizden çok tasarımcıların görüşlerinden ve önerilerinden faydalanmaya özen gösterin.
4. Sade olun! Kafa Karıştırmamaya Özen Gösterin!
Sitenizin içeriğinde ya da görsellerinde sadeliğe önem verin ve ürünlerinizi ön plana çıkarın. Algıyı dağıtmamaya özen gösterin. Bütün kampanyalarınızı duyurup, her tarafı süslemek yerine, farklı zamanlarda farklı kampanyaları deneyin ve ölçümlemeye çalışın. Örnek vermek gerekirse ürün vitrininde her ürünün indirimli olduğunu belirtmek yerine, birkaçını yalnızca indirimli olarak tanımlayabilirsiniz.
5. Arama Motoru Optimizasyonu yaparken müşterinizin gözünden bakın!
Siteniz ile alakalı arama kelimeleri tanımlarken, davranış biçiminiz son kullanıcı gözünden bakmak olmalı. Ürün isimlerinizi, kategori isimlerinizi, etiketlerinizi buna göre düzenlemelisiniz. Aynı şekilde ürün detaylı bilgilerinizin de “Özgün İçerik” olmasına özen göstermelisiniz. Kopyala yapıştır yapmaktansa kendinize göre düzenleyip kullanmalısınız.
6. Mutlaka birkaç farklı bankadan Sanal POS kullanın!
Birden fazla alternatif bulundurmanızın farklı kart kullanıcılarını da cezbedeceğini unutmayın! Farklı kartlara taksit alternatifleri sunmaya özen gösterin. Böylece mümkün olduğu kadar geniş bir kart kullanıcısını hedeflemiş olursunuz.
7. Alternatif Ödeme alternatiflerini muhakkak kullanın!
Sitenizden alışveriş yapacak kişiler içerisinde farklı ödeme alternatiflerini kullanmayı tercih eden azımsanmayacak kitleler olabilir. Örneğin kredi kartı ile alışveriş yapmak yerine, kapıda ödeme seçeneğini, havale ile ödeme seçeneğini kullanmak isteyen kullanıcılar olabilir. E-ticaret sitenizden ilk alışverişini yapacak bir şahıs, sizi tanıyana kadar ki alışveriş sürecinde farklı ödeme alternatiflerini tercih edebilir.
8. Haftada en az 1 kere muhakkak e-posta ile müşterilerinizi ve üyelerinizi kampanyalarınızdan haberdar edin!
Kendinizi hatırlatmak, kampanyalarınızdan haberdar etmek önemlidir. Fakat bunun dozunu kaçırmak da ters tepki yaratabilir. En azından haftada 1 ya da 2 kere ürünleriniz ve kampanyalarınız hakkında üyelerinizi ve müşterilerinizi bilgilendirmeye özen gösterin.
9. Hediye çekleri, ürün kampanyalarına önem verin!
Üyelerinize belirli bir miktarın üzerine kullanılmak üzere geçerli hediye çekleri verin. Zaman zaman farklı markalarda özel indirimler muhakkak uygulayın. Kampanyaları meydana getirirken sadeliğe ve basitliğe önem verin. Kafa karıştıran algılaması güç çalışmalardan kaçının.
10. Reklamlarınızın dönüşümlerini muhakkak takip edin!
Reklam veren olarak harcadığınız bütçelerin sizlere ne kadar dönüşüm sağladığını muhakkak bilin ve optimize etmeye çalışın. Ölçümlemelerinizi birbiri ile kıyaslayın. Farklı reklam tanıtım mecralarını deneyerek sizler için en verimli reklam tanıtım mecralarını keşfetmeye çalışın. Zaman içerisinde verimli sonuçlar aldığınızı göreceksiniz.
E ihracatta müşteri yorumlarının sosyal kanıt konusunda önemli bir yeri vardır. Site üstündeki müşteri yorumlarınızı artırmanız, sitenizden alışveriş yapacak olan kullanıcıların satın alma kararlarını etkilemesini sağlar ve burada bulunan yorumların niteliği ürüne olan ilginin de artmasına yardımcı olabilir. Tabii ki müşteri yorumları söz konusu olduğunda daima olumlu ve yapıcı yorumlardan söz edemeyiz. Bazı kullanıcılar bu ürünler veya hizmetlerinizle ilgili olumsuz durumlar yaşamış olabilirler ve bunları yorum olarak paylaşmış olabililer.
Olumsuz müşteri yorumları hakkında da yanlış bilinen bir takım konular bulunuyor. Bu yanlış bilinenler sebebiyle de firmalar bu negatif yorumlara karşı nasıl bir duruş sergileyecekleri konusunda bazen yanlış adımlar atabiliyorlar. Bu rehberimizde de yanlış bilinen bu konuları ele alacağız.
Olumsuz yorumlar satışları kötü etkileyebilir
Olumsuz yorumların satışlara kötü etkisi olduğu durumlar olabilir; ama bu % yüz doğru bir yaklaşım değildir. Olumsuz yorumlar bazen tüketicilerin doğru adımlar atmasını da sağlayabilir. Örneğin bir kullanıcı, bu olumsuz yorumlara bakarak, esasında kendi ihtiyacını karşılamayacak bir ürünü satın almaktan vazgeçebilir ve bu da muhtemel bir iade işleminin önüne geçilmesini sağlar.
Bir ürünle ilgili olumsuz yorumların olması, bu ürünle ilgili bir takım problemlerin olduğunu da görmenizi sağlar. Ürün açıklaması yetersiz olabileceği gibi, ürünün tüketicilerin beklentilerini karşılamadığını da fark etmenize yardımcı olabilir.
Herkese görünür bir biçimde tüm olumsuz yorumlara yanıt vermelisiniz
Çok fazla kullanıcı yorumu aldığınız durumlarda tüm olumsuz yorumları, herkese açık görünecek şekilde cevaplamanız çoğunlukla olanaklı değildir. Bu hem ekstra bir mesai gerektireceği gibi hem de çok fazla olumsuz yorum aldığınızda bu yorumları sakin ya da defansif algılamadan yanıtlayamayabilirsiniz.
Kimi zaman ortada yalnızca üründen memnuniyetsizlik olan durumlarda yorumları yanıtsız bırakabileceğiniz gibi bu kişilere özel bir kanaldan ulaşarak, onların problemlerini ikili iletişimde çözebilirsiniz.
Yanıt vermiş olduğunizde onların hatalı olduğunu göstermelisiniz
Bu yanlış bir davranış olacaktır. Çünkü kullanıcı bir bedel karşılığında bir ürün veya hizmet almıştır ve herhangi bir nedenle bundan tatmin olmamıştır. Onların haksız olduğunu veya yanlış düşündüğünü kanıtlamaya çalışmanız onların düşüncelerini değiştirmeyeceği gibi tatsız konuşmaların olmalarına neden olabilir. Bu noktada yapılması gerekli olan, onların yaşadığı bu tatsız durumdan dolayı üzgün olduğunuzu belirtmek ve ilerleyen zamanlarda bu durumu telafi etmek için onlara yardımcı olmak istediğinizi belirtmek olabilir. Aynı zamanda müşterilerinizin vermiş olduğu geri bildirimlere açık olduğunuzu da gösterebilirsiniz.
Yorumları engellemek veya sansürlemek gerekir
Bu da yanlış bilinen konulardan birisidir. Olumsuz yorumları sansürlemek silmek veya engellemek, esasında bir bakıma size zarar verebilir. Bu yorumları yapan kullanıcılar fikirlerini paylaşmak ve memnuniyetsizliklerini göstermek istedikleri için bunları paylaşmışlardır. Bu yorumlarınızı sansürlediğinde onları kısıtlamış olursunuz. Hakaret içermeyen ve dürüst bir biçimde bu yorumları yapan kişilerin yorumlarına yer vermeniz gerekir. Bunun aksinin olduğu durumlarda, küfür ya da hakaretlerin olduğu yorumları engellemeniz ve silmeniz gerekebilir.
Bunun beraberinde sitede yalnızca olumlu yorumların olması, diğer kullanıcıların bu yorumların gerçek olmadığını düşünmesine neden olabilir; çünkü hiçbir ürün ya da firma % yüz müşteri beğenisi sunamaz ve bu sebeple de olumsuz yorumların olması bir hayli doğal bir şeydir.
Çoğu olumsuz yorum sahtedir
İnternet üstünde kullanıcıların yapmış olduğu yorumların sahte olması durumu söz konusu ancak tüm bu yorumların sahte olduğunu varsaymak da doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bu nedenle de sırf böyle düşündüğünüz için bu yorumları silmek doğru bir yaklaşım olmaz.